1970 doğumlu efsaneler arasına girmiş yerli müzisyendir. 15
yaşlarında gitar serüvenine başlangıç yapan Yavuz Çetin, profesyonel olarak
yirmili yaşlarında müzik sektöründe yavaş yavaş yükselmeye başlamıştır. Marmara
Üniversitesi’nde de müzik bölümünü okur. Bu sıralarda aynı zamanda küçük ve
çeşitli müzik grupları ile çalışır. Labirent adlı küçük bir grupta bir süre yer
alır.
90’lı yılların başında yerli gruplar arasında kült bir yere
sahip olan Blue Blues Band adlı grubun ilk üyeleri arasında yer alır. Bilindiği
gibi bu grubun diğer isimleri Batu Mutlugil, Zafer Şanlı, Kerim Çaplı gibi
yerli rock müziğin önemli isimleridir. Blue Blues Band grubunda da eski blues
ve rock müzikleri anlayışı vardır. Yavuz Çetin de bu grupta elektrogitar
çalmış, vokalde yer almıştır.
Burada çalışmalarını sürdürürken MFÖ’den tanıdığımız Fuat Güner ile tanışmış, stüdyo çalışmalarının kapılarını aralamıştır. Aynı zamanda
birçok sanatçı ile de birlikte çalışmış, onlara katkılarda bulunmuştur. 96
yıllarında MFÖ ile çalışmaya başlar ve konserlerde onlara eşlik etmiştir. Gerek
Blue Blues Band olsun gerekse kendi tarzı olsun, eski yabancı gitaristlerin
etkisinde kalmıştır. Jimi Hendrix onun en çok tercih ettiği isimdi. Hatta
onların gitar teknikleri ile yola çıkıp kendi tekniklerini özgünce
yansıtabilmiştir. Bu onun ileri bir gitarist olduğunu gösteriyordu ve yeni bir
soluk getiriyordu yerli müziğe. Ve bilindiği gibi Yavuz Çetin kayıtlara geçen,
Talkbox kullanan ilk yerli sanatçıdır. Bu durum da onun örnek aldığı kişilerden
etkilenmesi ile olmuştur.
1997 yılında ilk albümünü “İlk” adı ile çıkarmıştır. Hem
farklı sanatçıların albümlerinde çalıyor, hem MFÖ grubunda da çalıyor, aynı
zamanda Yavuz Çetin Group adlı barlarda sahne almak için çaldığı bir grupla da
çalıyordu. Bunca karmaşada yoğun bir hayat sürüyor, bunun sorunları da onun
psikolojisine yansıyordu elbet. Tedaviye de başlamıştı ancak bir sorun olmadığı
düşünülmüştü. Ama dikkat edilmeli ki Yavuz Çetin’in şarkılarında da ağır
depresyon, sıkıntı, bunalım hallerinin yansıması bulunuyordu. Çünkü o, şehir
karmaşasının, soğuk ilişkilerin olduğu İstanbul’da insanlarla çalıştıkça,
onların içine girdikçe soğuk ilişkileri de görüyordu. Bu durumdan da memnun
değildi elbet.
1999 yılında ikinci albümü olan “Satılık”ın çalışmalarını
tamamlar. Bu yoğun hayatı devam ederken, albüm henüz piyasaya çıkmadan 15
Ağustos 2001 tarihinde İstanbul Boğaz Köprüsü’nden atlayarak hayatına son
verir. Yerli rock ve blues dünyası bu ölüme hem çok üzülmüş, hem de Yavuz
Çetin’in tercihi olduğu için onun bu kararına saygı ile bakmışlardır. Ama
bilinmelidir ki, Onun gibi farklı gitar çalan biri her zaman çıkmayacaktır.
Yavuz Çetin, hayatta olduğu zamanlarda Demirhan Baylan ile
stüdyoda çalışmalarda bulunmuştur, kimi zaman birlikte çalmışlardır. Hatta Demirhan
Baylan, bir gün birlikte çalışırken Yavuz Çetin’in de bulunduğu yeri tavır
alarak terk etmiştir. Demirhan Baylan Bunu “Wolpadinga” adlı kitabında dile
getirmiştir. Yıllarca Yavuz Çetin’in çıkardığı iki albümün eskimeyen şarkıları
ile onu dinlerken, 2012 yılında büyük bir sürpriz gelmiştir. Usta sanatçı
Demirhan Baylan, Yavuz Çetin’in demo kayıtlarının olduğu 7 şarkılık “Gesundheit”
adlı albümünü sosyal medya ile duyurmuş, sitesinden yayınlamıştır. Bu başarılı
sanatçımız çok büyük ve önemli bir iş yapmıştır aslında. Yavuz Çetin’in
kayıtlara geçen üç albümü olmuştur. 1997 yılındaki “İlk” albümü daha sonra “İlkve Son” adıyla tekrar yayınlanmıştır.
Yavuz Çetin albümleri
1997 – İlk
2001 – Satılık
2012 – Gesundheit (demo)